Pazartesi, Eylül 28, 2009

The Mistress of Spices - Aşk İksiri

Hint asıllı kainat güzeli Aishwarya Rai'nin başrolünde yer aldığı "Aşk İksiri", baharatların yardımıyla insanlara yardımcı olması için görevlendirilen güzeller güzeli Tilo'nun hikayesi. Tilo ülkesinden çok uzakta, San Francisco’ da, dertlere deva olmak için baharatçı dükkanının başındadır.

Baharatların sihri sayesinde müşterilerinin yaşamlarını ve ihtiyaçlarını görmekte ve buna uygun karışımları hazırlayıp hayatlarında mucizeler yaratmaktadır. Baharatların güçlerinin işe yaraması ise 3 kesin kurala bağlıdır. Tilo dükkanından asla dışarı çıkmamalı, teni kimsenin tenine değmemeli ve baharatları yalnızca başkalarına yardım için kullanmalıdır, Eh bu arada, motorsikletiyle mağazanın önüne ufak bir kaza yapmak suretiyle yakışıklı bir mimar olan Doug abimiz arz-ı endam eder filmimize. Tilo'nun da aklını başından alır haliyle. Hayatında ilk defa kendi arzularının sesini duyan Tilo için bir seçim yapma zamanı gelmiştir. Aşkın büyüsüne kapılıp gitmek mi kendisine sırt çeviren baharatlardan af dileyip yoluna devam etmek mi? İzleyiniz, görünüz... Yine de filmi son derece "vasat" bulduğumu belirtmeden geçemiyorum doğrusu...

Yönetmen: Paul Mayeda Berge
Oyuncular: Aishwarya Rai, Dylan McDermott, Nitin Ganatra, Adewale Akinnuoye-Agbaje
Tür: Drama - Romantik
Yapım: 2005 - ABD/İngiltere






Cumartesi, Eylül 12, 2009

DOMATES KASİDESİ


Sokak
domateslerle dolu
gün ortası
yaz,
ışık
yarıya bölünmüş
bir
domates
gibi,
suyu
akıyor
baştan sona caddelerin.
Aralıkta
dinlenmek bilmeden
domates
akın eder
mutfağa,
girer öğle yemeği zamanında,
alır
rahatını
tezgâhların üzerinde,
bardakların arasında,
tereyağı tabaklarında
mavi tuz mahzenlerinde.
Döker
kendi ışığını,
şefkatli görkemini.
Ne yazık ki,
öldürmemiz gerekir onu:
bıçak
batar
yaşayan etinin içine,
kırmızı
iç organlar
serin bir
güneş,
çok derin,
bitmez tükenmez,
yerleşir salatalarına
Şili’nin,
mutlulukla, evlenir
şeffaf soğanla,
ve kutlamak için birleşmeyi
biz
dökeriz
yağ,
başlıca
çocuğu zeytinin,
üstüne yarısına bölünmüş yarımkürelerin,
biber
ekler
parfümünü,
tuz, mıknatıslığını;
düğünüdür
günün,
maydanoz
asar
bayrağını,
patatesler
gayretle kaynarlarken,
rahiası
fırında kızaranın
vurur
kapıya,
geldi zaman!
gelin!
ve, gelin
üstüne masanın, orta noktasında
yazın,
domates,
yıldızı yeryüzünün, yinelenen
ve verimli
yıldız,
sergiler
kıvrımlarını,
kanallarını,
dikkate değer genişliğini
ve çokluğunu,
çekirdeksiz,
kabuksuz,
ne yapraklar var ne dikenler,
domates sunar
hediyesini
tutuşabilir renkten
ve serin bütünlükten.

PABLO NERUDA

Çeviri: Vehbi Taşar

The Ramen Girl

Amerika'nın bağrından kopup erkek arkadaşının peşinden Japonya'ya gelen Abby erkek arkadaşı tarafından terkedilir. Tokyo’da yalnız başına kalan Abby iyice yıkılmıştır, zaten sevmediği saçma sapan bir işte çalışmaktadır. Yağmurlu bi gecede, ağlayarak evinin tam karşısında bulunan Ramen lokantasına girer Abby ablamız. (Ramen Japonlara özgü, çeşitli et ve et suları, sebzeler, yumurta,ve noodle konularak pişirilen çorbamsı bir çeşit yemek bu arada)

Ramen şefi Maezumi ve karısı Reiko'ya derdini anlatmaya çalışır ama nafile... Her ikisi de tek kelime ingilizce bilmemektedir. Maezumi Abby'nin önüne bir tabak Ramen koyar, ilerleyen günlerde Abby yine kendini orada bulacak ve Ramen'in derdine şifa olduğunu görecektir. Huysuz Maezumi'den ustası olmasını ister, kapıdan girer bacadan çıkar, tuvalet temizler, bulaşık dağlarını yıkar, kendini bir şekilde Maezumi'nin mutfağına kabul ettirmeyi başarır. Başarır başarmasına ama Ramen'in kıvamını ve tadını tutturmak her babayiğidin harcı değildir. Bakalım Abby hayatta olduğu gibi yemekte de bazen eksik olan gizli maddenin ne olduğunu bulabilecek midir?




Yapım:2008 / ABD, Japonya
Tür: Komedi, Romantik
Yönetmen: Robert Allan Ackerman
Oyuncular: Brittany Murphy, Sohee Park, Daniel Evans
Hajime ınoue, Judai ıkeshitar