Pazartesi, Mayıs 30, 2005

Big night

Şef Primo:(yemeği kadının ağzına yaklaştırır) Şimdi tadına bak.Bak tadına.
Ann:(tadar) Aman Tanrım... Aman Tanrım.
Şef Primo: Beğendin mi?
Ann: Tanrım!
Şef Primo: Doğru,"Aman Tanrım".Görüyorsun değil mi?
Şimdi biliyorsun ki iyi yemek yemek Tanrıya yakın olmaktır.

A recipe for a salad

To make this condiment, your poet begs
The pounded yellow of two hard-boiled eggs;
Two boiled potatoes, passed through kitchen sieve,
Smoothness and softness to the salad give.

Let onion atoms lurk within the bowl,
And, half suspected, animate the whole.
Of mordant mustard add a single spoon,
Distrust the condiment that bites so soon;
But deem it not, thou man of herbs, a fault,
To add a double quantity of salt.

Four times the spoon with oil from Lucca brown,
And twice with vinegar procured from town;
And, lastly, o'er the flavored compound toss
A magic soupcion of anchovy sauce.

O, green and glorious! O herbaceous treat!
'T would tempt the dying anchorite to eat:
Back to the world he'd turn his fleeting soul,
And plunge his fingers in the salad bowl!
Serenely full, the epicure would say,
"Fate cannot harm me, I have dined to-day."

The Taste Of Poetry

Food is the poetry
of the mouth,
in its combinations comes
the exquisite tastes of life.

In delicate preparations,
the master chef
pours his heart out,
an exquisite art form.

Time honored tradition,
dedicated for human pleasure,
delivering music in its consumption,
arousing sense of taste.

In a mixture of spices,
the sweet blending,
simmering treasure of innovation,
sparkling liquor of interaction,
the notes come together
in a meal of perfection.

Cuma, Mayıs 27, 2005


Benim bu dünyada en çok sevdiğim yer mutfaktır. Nerede olursa olsun ne çeşit olursa olsun, eğer bu bir mutfaksa, eğer yemek yaptıkları bir yerse bana göre hoştur. İdeal olarak iyi düzenlenmiş olmalıdır. Pek çok çay peçetesi, kuru ve lekesiz. Işık saçan beyaz fayans.
İnanılmayacak kadar kirli mutfakları bile hayret edilecek biçimde severim: Yerin her tarafını kaplayan sebze suları, öyle kirlidir ki terliğinizin altı siyaha döner. Tuhaftır, eğer böyle bir mutfak büyükse daha iyi olur. Kışı geçirecek kadar yiyecek dolu, yüksek, dev buzdolabının gümüş kapısına yaslanırım. Gözlerimi yağ sıçramış gaz ocağından ve paslı mutfak bıçağından yukarı kaldırdığımda, pencerenin dışında yıldızlar yapayalnız parıldarlar.
Şimdi yalnızca ben ve mutfak kaldık. Büsbütün yalnız kalmaktan daha iyi.
Bir düşünceden bitkin düştüğümde, çoğu kez düşünürüm ki sıra ölüme geldiğinde, son nefesimi mutfakta vermek isterim. İster hava soğuk olsun ve ben yapayalnız olayım ister birisi olsun ve hava sıcak olsun, ölüme korkusuzca meydan okurum. Eğer mutfaksa, 'Ne güzel', diye düşünürüm.
...
Bir sabah şafakta, rahat bir yer aramak için odamdan çıktım ve uyuyabileceğim bir yer olarak buzdolabının yanını seçtim.


..........................................Mutfak, Banana Yoshimoto

Pazartesi, Mayıs 16, 2005

Biraz sonra masanın altında duran küçük cam bir kutuya takıldı gözü: açtı ve üzerinde frenküzümü renginde güzel harflerle "Beni Ye" yazılı çok küçük bir pasta gördü. "Pekala, yiyeceğim" dedi Alice " ve eğer beni daha büyük yaparsa anahtara ulaşabilirim, eğer daha küçük yaparsa kapının altından süzülebilirim; böylece her iki durumda da bahçeye varabilirim ve zaten ne olacağını da umursamıyorum!"
Küçük bir parça yedi ve kendi kendine kaygılı bir biçimde "Hangi yöne? Hangi yöne?" diye sordu, hangi tarafa doğru büyüdüğünü hissetmek için elini başının üzerinde tutarak" ; aynı boyda kaldığını görmek onu şaşırtmıştı. Aslında genelde biri pasta yediğinde olan budur: ama Alice sadece sıradışı şeylerin olacağı beklentisine öyle bir girmişti ki hayatın her zaman yolunda gitmesi ona oldukça iç sıkıcı ve aptalca gördündü. Böylece işe başladı ve az sonra pastayı bitirdi.

Çarşamba, Mayıs 04, 2005

kelimeyiyen bilmece

Kelimeleri yiyen bir yaratıktı
İnanamamıştım bunu duyduğumda;
Yiyip yutuyordu insanların sözlerini
Karanlıkta ağzı en parlak
Bilgilerle dopdolu bir hırsız,
Hiçbirşey öğrenmeden buna rağmen

Bu blog bu bilmeceye yanıttır.