Bir akşam kuruyemişçiye gider, kuruyemiş alırsın. "Ayrı mı olsun, karışık mı?"diye sorar satıcı. "Karışık"dersin: biraz beyaz leblebi, tuzlu fıstık, badem, Şamfıstığı (kabuklu; kabuksuzu çok pahalı), biraz da fındık-tuzla kavrulmuş. Satıcı kesekağıdını doldurur, sallar, içindekileri iyice karıştırır.Evde, kesekağıdını büyücek(yeterli büyüklükte) bir-cam- kaba boşaltır, içkini koyar, çalışma masana oturursun. Önce leblebileri teker teker ötekilerin arasından seçer, avucunda toplarsın- bir yandan yer, bir yandan içersin (-bir yandan da yazacağını düşünürsün). Kapta hiç leblebi kalmadığından emin olunca(iyice karıştırırsın kabı, emin olmak için; emin olmalısın), fıstıklara geçersin, onları da teker teker seçer, toplar, birer birer, kabuklarını kültablasına ayıklayarak yersin; onlar bitince (iyice emin ol), bademleri, onların da kabuklarını ayıklayarak(hepsi ayıklanmaz; ayıklanmayanlarını öyle, kabuklarıyla yersin; sonra Şam fıstıklarını seçer(kabuklarını tırnağınla açarak (kabukları açılmayanları yemez; kültablasına atarsın) - o arada, yazacağını düşünmeye epey uzun ara verirsin); en son da, pek sevmediğin fındıkları yersin; zaten yalnız onlar kalmıştır kapta; onları ayıklaman gerekmez- bu arada içkin de bitmiştir.Yaşamı anlamaya başlamışsındır. (-Şimdi ne yazacağını biliyorsun.)
Oruç Aruoba, de ki işte
2 yorum:
çok hoş anlatmışsın. sahi tek tek ayıklayıp türleri yediğimize göre bir çoğumuz niye ille de karışık alırız çerezleri??
Ben değil Oruç Aruoba anlatmış kekvekahvecim :)Unutmuşum kaynak yazmayı,iyi ki yorum yazdın...Hepimizin çerez zevki farklı olduğundan olsa gerek, seçme şansı olsun diye ;)
Yorum Gönder